Zek'çe Think Tank

04 Ocak 2009

Küresel ısınma, global ekonomik kriz derken değişim rüzgarları esiyor.... Peki siz bu rüzgarın neresindesiniz? Rüzgarı arkanıza aldınız değişime uyum mu sağlıyorsunuz yoksa tam karşısına dikildiniz durdurmaya mı çalışıyorsunuz? Eğer öyleyse durdurmanız mümkün mü sizce ? Doğanın döngüsü içerisinde değişim kaçınılmaz değil mi? Bu değişim içerisindeki yerimiz nedir? Ya ben tek başıma ne yapabilirim mi diyorsun?

Sen kendini değiştirebilirsin, tek yapabileceğin de o zaten, senin değişimin, senin ışığın başkalarına yol gösterecektir.... Dünyadaki her insan sadece kendisini değiştirse o zaman zaten dünya değişmez mi? 

Ayrıca da bütün büyük değişimler tek bir kişinin liderliğinde olmadı mı? dünyayı değiştirmek için de aslında bir kişi yeterli değil mi? Onun ışığını takip etmedi mi dünya?  Atatürk bizim Cumhuriyetimiz'in en büyük ışığı değil miydi? halen bize yol gösteren ve aydınlatan.... 

Belki bu değişim tutsaklıktan özgürlüğe geçişin değişimi.... Kendi yarattığımız tutsaklığımızdan...

Düşünce sınırlarımızı neden sınırsızlaştıramıyoruz.... Neden doğduğumuz andan itibaren bize öğretilenlerin dışına çıkamıyoruz... ya doğru sandığımız her şey yanlış ise ? ya gerçek sandığımız her şey bir illüzyonsa ? peki o zaman gerçek ne?

Dünyanın yuvarlak olduğunu söylediğinde Galileo deli kabul edilmedi mi? Hatta ömür boyu hapse mahkum edildi .  Peki acaba o devirde bir gün cep telefonu ve internet olacağını söylemiş olsaydı  Galileo ne yaparlardı? herhalde bunlar şeytanın işi diye yargılamadan büyücü ilan edip toplum önünde ibret olsun diye yakarlardı. İşte insan doğru bildiği gerçeğin yanlış olması durumunda bu kadar büyük tepki  gösterebiliyor....  Sen sınırları zorlamayı göze alabilir misin ... ? öncelikle kendi sınırlarını !!!  Kendi iç dünyanın Galileo'su olup tüm doğrularını bir kenara bırakarak dünyaya bir bebeğin öğrenmeye aç gözleri ile bakabilir misin .... Her an yeni bir şey öğrenmeye hazır olarak ....

Kurmuş olduğumuz düzeni sorgulayarak başlayabilir misin ?

Neden haftada 5 gün çalışıp, 2 gün tatil yapıyoruz ? neden çalışma saatlerimiz 9:00- 18:30? Bunları hiç düşündün mü,  yoksa zaten hep böyle olduğu için aklına bunu sorgulamak bile gelmedi mi?

Bu saatler içerinde bir insanın aslında dengeli bir hayatı olması mümkün mü?

Üretmek çalışmak bence harika, insan potansiyelinin maksimumunu geliştireceği bir iş yapmalı, yaratmalı .....

Ama bizim yaşadığımız dünyadaki iş hayatı mı bu yoksa bir tür modern kölelik mı?

Düzen öyle kurulmuş ki, yaşamak için çalışmak zorundasınız. Emeklilik deki rahat günlere hazırlanılıyor ama bir ömür o zaman zaten bitmiş oluyor.  Birçok insan da zaten sevmediği işi yapıyor. Sevdiği işi yapan insanlar yok mu tabiî ki var ama ben çoğunluktan bahsediyorum. Genel düzenden.

Neden böyle bir düzen kurduk ve bunu sorgulamıyoruz bile .... Sorgulamayı  bırak hayal kurmaya vaktimiz yok belki de!!!

Neden saat 9:00- 16:00 çalışmıyoruz ... işler mi yetişmez .... Bu kadar işsiz insan varken saatli çalışma düzenine geçilemez mi.... Şirketler zarar mı eder.... Zannetmiyorum... daha az kar etseler ne olur.... Dünyanın sonu mu gelir.... Eee zaten geliyor bugüne kadar seçtiklerimiz ve yaptıklarımızla ...... artık zamanı gelmedi mi bütün doğrularımızı sorgulamanın !!!! ancak başka bir dünyada mı diyorsunuz ..... belki de öyle olacak.... 

Haydi devam dünya ....zaten "batsın bu dünya" diye şarkılar söylemedik mi ??? 

9:00- 16:00 çalışırsak ne mi olur, insanlara vakit kalır, belki biraz daha dinlenirler, iyi seks yapacak halleri kalır, evlilikler de ayda bir seks yapılan kurumlardan, mutluluğun yaşanması gereken gerçek kavramlarına dönerler.... Çocuklara daha fazla zaman ayrılır ve onlara daha az stresli bir dünyada daha fazla sevgi ve şefkat göstermek için zaman ve alan kalır ve kendileri ile barışık mutlu çocuklar yetiştirilir...

Ama belki o zaman mutlu bir dünya olur.... Suç azalır.....

Neden olmasın ?

Kim kurdu bu düzeni... acaba onlar rahatsız mı olur...

Irak'daki savaş belki biter... zaten neden başladı ki.... Kim hatırlıyor..... savaş muhabirleri, siyasetçiler ve ekonomi yazarları hatırlıyordur belki .... Ya geri kalan çoğunluk..... kaç kişi gerçekten anladı bu Ergenekon nedir ?

Düzen düzen uyan artık...... uyan dünya uyan.... Bir şeyler bir yerlerde yanlış.... Sorgula bunu eyyy insan ......

Matrix'in içinde programlanmış olduğunun farkına varma zamanı gelmedi mi ?

Belki sözlerim biraz sert ama belki ancak kafamızı sert vurduğumuzda kendimizi sorgulamayı göze alabiliyoruz ...

Bu dünyayı kendimiz için cennet de yapabiliriz, cehennem de .... Haydi öyleyse...

İçinizdeki ışığı takip edin o sizi aydınlığa, cennetinize götürecektir.

Sevgiyle kalın,

Zek'çe