Hayatım boyunca “ya benim başıma gelirse ne yaparım?” diye en çok düşündüğüm ve senaryolarını defalarca yaşadığım olay nihayetinde 3 yıl önce başıma geldi. Önce yıkıldım, bir daha ayağa kalkamam sandım. Sevdiklerim beni bırakmadı, ben her ayağa kalktığımda tekrar düşerken tuttular beni, dimdik durmamı sağladılar. Sonrasında ise içimden yükselen seslere kulak verdiğim iyileşme dönemim başladı. Kendimi dinledim, kendimle konuştum, okudum, araştırdım, en çok da kendimi okudum. Belli bir noktaya geldim ama hala bir yerlerde kilitli kalmış, bilmediğim şeylerin olduğunu fark ettim. Oralara nasıl ulaşacağımı düşünürken, yıllar öncesinden tanıdık bir sima bana kendini daha fazla göstermeye başladı. Zekiye sanki “gel” dercesine her yerde karşıma çıktı. Sonrası… Tarifsiz bir tecrübe… Zekiye’yle yaptığımız regresyon çalışmaları sayesinde bugün yeni bir ben var. Aslında bu yeni ben hep buradaydı ama üzerine çok kilitler atılmış bir kutudaydı. Şimdi kutu açıldı, ama nasıl bir açılma… Öyle seanslardan çıkınca hemen de olmadı. Mucize adım adım, ben açıldıkça gerçekleşti ve gerçekleşmeye devam ediyor. Uyandığım ve yaşadığım her gün yeni bir şey daha çıkıyor kutudan. Olmak bitmiyor, bitmeyecek. Önümde açılan kapılardan geçerek “olmaya” devam!!! Kendimi hayatla hiç bu kadar bütün hissetmemiştim. Bu yolculuk için Zekiye’ye sonsuz teşekkürler…
Kendi adım Zeynep daha önceleri bana bir şey ifade etmeyen bir isim ve bir kişi… Zeynep ile gerçekten tanışmak ise bambaşka bir şey. Kısaca ben kendimi yakından tanımayı ve sevmeyi daha yeni öğrendim diyebilirim.
Gerçek Zeynep’i yeni keşfediyorum. Sınırlarını, korkularını endişelerini, mutluluğunu, güzelliğini, tatlılığını, komikliğini, bazen deliliğini, çocuksu tavırlarını, aptallığını yeni yeni keşfediyor yeni yeni anlıyor ve yeni yeni tanıyorum.
Tanıdıkça da ona olan kızgınlığım azalıyor ve onu yakından tanıma fırsatını buldukça ona daha da yaklaştığımı ve daha da anlamaya başladığımı, daha da sevdiğimi hissediyorum.
Hayatı olduğu gibi sorgusuz sualsiz yaşamanın verdiği mutluluğu ve cesareti yeni yeni görüyor. Yaptıklarım karşısında kendimle yeni yeni gurur duyuyorum.
Bütün bunları anlamam ve farkındalığımı bu yönde genişletmem kolay olmadı. 5 - 6 yıllık bir çalışmanın ve adanmışlığın bir sonucu oldu.
Hayatımı ve kendimi hiç farkında olmadığım bir dönemde tanıştım Zekiye Olgaçay ile. Ne bir hedefim ne bir yolum ne de bir amacım vardı.
Kendimden ve işimden memnun değildim ve üstelik ilişkilerim de çok kötü gidiyordu. Ve işin kötüsü bunların hiçbirini farkında bile değildim. Ve tek bir suçlu vardı o da hayat.
Oysaki sen değiştiğinde hayatın da değişiyor. Sen olumlu yönde hareket ettiğinde hayat da sana olumlu yönde geliyor.
Zekiye Olgaçay ile yolculuğum da tam bu noktada başladı. Zorlu ama bir o kadar da keyifli bir yolculuktu benim için. Önce hedefler belirledik. Kendime olan özgüvenimi %10’ lardan %70’lere çıkartmak, memnun olmadığım işimden ayrılıp kendime yeni bir iş bulmak ve de içini dolu dolu yaşadığım bir ilişki benim hayatımın 3 hedefi oldu.
Bu hedeflerin de hepsine ulaştım ve hepsini de başardım. Önce kendine güven ile çalıştık. Kendime güvenim arttıkça ve bu zamanla oldu fark ettim ki hayatım değişti. Kadınlığımı, güzelliğimi, iletişimimin gücünü anlamaya anladıkça da kendimi sevmeye başladım. Ve işte zamanla hayat bana yavaş yavaş hediyelerini vermeye başladı. Önce tam istediğim ve her saniyesinden çok keyif aldığım bir iş dalına geçtim. İnsanın ruhunu besleyen bir işi olması çok çok güzel bir şey ve bu iş hem bereketi hem de mutluluğu ile bana geldi. Sonrasında beni biraz daha büyüten hayata farklı bakmamı sağlayan ve adım adım kadınlığımı hissettiren ve benin ben olmam da büyük etkisi olan ilişkilerim oldu.
Aldığım bu koçluk seanslarına ek olarak regresyon terapileri ise hayatımın dönüm noktası oldu. Hele ki geçmiş yaşam regresyonunu unutmam mümkün değil.
Kendisine tahammül edemeyen, özgüvensiz, hayatta ne istediğini bilmeyen, kadınlığı bir kenara bırakmış bir Zeynep varken Zekiye sayesinde şimdi kendine %70 den daha fazla güvenen, her şeye rağmen kendini çok seven ve ayakları yere basan bir kadın var artık. "Çirkin Ördek Yavrusu” masalındaki çirkin ördek yavrusunun bir kuğuya dönüşmesi aslında benim hikayem. Ve Tabiki Zekiye Olgaçay sayesinde oldu hepsi.
Terapinin cinsinin ne olduğu değil, terapist - danışan ilişkisinin iyileştiriciliğidir önemli olan.
Zekiye ile yaptığım çalışmada hissettiğim sevgi, şefkat, kalp acısi ve derinlik hiç bir yerde deneyimlemediğim kadar yoğun ve iyileştiriciydi.
Çok müteşekkirim, hayatımda bana açtığı ufuk ve gösterdiği sevgi dolu yaklaşım için.
Zekiye ile regresyon yapmaya karar verdiğimde regresyon ile ilgili çok az şey biliyordum. Ancak içimden çok güçlü bir ses bu seansı almam gerektiğini söylüyordu, ilk başta temizlemek istediğim konu ilişkilerdi.
Regresyon sonunda gördüm ki kapının arkasında unutulmuş bir anahtar gibi içimde bir anahtar vardı, regresyon seansının bitimine Zekiye anahtarı elime vermişti. Bir daha hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı. İlişki konusunda içimde beni bloklayan ne varsa hepsini buldum çıkardım. İlk birkaç hafta bunun geçici bir şey olacağından endişelendim, ancak içimdeki o huzur ve eski kaygılarım geri gelmedi, anladım ki çözmem gereken her şeyi çözmüştüm.
Daha sonra iş yaşantısı ile ilgili bir seans yapmaya karar verdim, o konu ile ilgili hiç fark etmediğim bir sürü şeyi fark ettim, iş yaşantımda da zor gibi görünen, aşamayacağım bir sürü konuda atılım yaptım.
Benim için çok değerli deneyimlerdi. Neyi neden yaptığımı bunları yapmaya ne zaman karar verdiğimi gördükten sonra bir daha hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Bunun için Zekiye’ye minnet borçluyum.
Yasam Koç'um Zekiye ile işten çok sıkıldığım bir dönemde tanıştım. Bendeki atalet (eyleme geçmedeki tembellik) yüzünden bir türlü istifa edemiyor ve kendimi yeni işlere açamıyordum aynı zamanda kafam çok dolu olduğundan yeni aşklara da kapalıydım. İşte bu dönemde çok yakın bir arkadaşımın tavsiyesiyle kendisiyle tanıştım, yaşamımda verimli bir yol kat ettim. Kendisiyle yaptığımız çalışmalarla gerçekten eski yaşam enerjim yerine geldi, hayata daha farklı açılardan bakıp etrafımdaki güzellikleri, fırsatları fark edip onlara sahip çıkmayı ve onlarla mutlu yaşamayı bir kez daha pekiştirdim. Hayattaki hedeflerime giderken geçtiğim küçük patikaları ışıklandırdığı, anlamlandırdığı ve beni bu konuda yüreklendirdiği için kendisine minnettarım. Sevgiyle kal Zekiye:)
Hedefimi belirlediğimde netlik hissettim ve bu netlik bana yapabileceğim duygusunu verdi. Bu süreçte sonuna kadar elimden tutan birisinin olduğunu bilmek hedefimi gerçekleştirebileceğim inancını sağladı ve bana kendime olan güvenimi hatırlattı. Koçum hedefimi gerçekleştirene kadar da tam destek yanımdaydı ve kendimi bu süreçte çok güvende hissettim. Yaptığımız bu çalışmadan sonra hayatımda birçok pozitif değişiklik oldu. En önemlisi de hedefimi gerçekleştirdikten ve bu sistemi gördükten sonra hayatımın tüm alanlarında uygulayamaya başladım. Attığım adımlar için çok müteşekkirim.