Değişim Zamanı

on 11 March 2014

Bu hafta Turkcell’in gerçekleştirdiği “Türkiye’yi Büyüten Kadınlar Buluşması”na katıldım. Güler Sabancı’nın oldukça keyifli ve ilham verici konuşmasının ardından Cüneyt Özdemir’in yönettiği bir panel gerçekleşti.

Fakat tüm bunları izlerken benim aklımdan şunlar geçiyordu, acaba neden birçok farklı sektörden değerli kadın konuşmacılar yer alırken, kadının gücünü geri kazanmasında çok önemli bir araç olan kişisel gelişim alanından (sektör demek istemiyorum, çünkü bu alanın bir sektör olmanın çok ötesinde olduğunu düşünüyorum) bir konuşmacı yoktu…

Taaa Havva’nın Âdemi baştan çıkarması ile başlayan kadının hep ezildiği insanlık tarihine ve bugün bu dönüşüm için yapılabileceklere ışık tutabilecek, özellikle dişilik ve kadınlık alanında çok değerli çalışmalar yapan bir eğitmeni orada konuşmacı olarak görüyor olmayı istedim. 

Ama bu durum tabii sadece bu güne özel değildi…

Her nedense kişisel gelişim alanındaki neredeyse tüm çalışmalar adeta ayrı bir dünyanın faaliyetleri gibi hala…. (bir anlamda ayrı bir dünya yaratılıyor aslında). Nedense kendi içinde kısıtlı kalmış durumda ve bu alanda bulunan birçok değerli eğitmenin, uzmanın, yaşam koçu’nun veya terapist’in farklı platformlarda neredeyse hiç yer almadığını üzülerek bir kere daha fark ettim. 

Evet belki artık bu değişimin de zamanı…

Bu çalışmalara ilk başladığım ve yurt dışından getirdiğim eğitmenlerle workshoplar düzenlemeye başladığım 2000’li yıllarda… adeta saçmalık ve tarikat muamelesi gören bu alan çokkk yol kat etti, kabul edilebilir bir hale gelmekle birlikte artık günlük hayatımızın içine girdi, medyada yaygın olarak yer almaya başladı, yazılan kitaplar en çok satanlar listelerinde haftalarca yer alabiliyor.  

Örneğin koçluk mesleğine bakacak olursak daha geçen yıl Türkiye’de koçluk resmi bir meslek dalı olarak kabul edildi, ki bu harika bir gelişme ama halen birçok kişi ne olduğunu tam olarak anlamıyor, farklı meslek dalları ile karıştırılabiliyor. 

Halka ilişkiler mesleği ilk kurulduğu yıllarda sorulan “nasıl halka ilişkiye giriyorsunuz” gibi değişik sorularla karşılaşılabiliyor. Aslında bu çok da normal, yeni bir konunun, alanın mesleğin oturması zaman alıyor, bu alanda çalışan kişilere çok iş düşüyor. Kişisel gelişim alanı da doktorluk veya pazarlama gibi birçok alt dalı içinde barındıran çok geniş bir yelpazeye sahip olduğu içinde dışarıdan bakıldığında kafa karışıklığı yaratabiliyor.  Belki diğer bir sebebi de üniversite seviyesinde bir branş henüz olmadığı için ama ileride bunun bile olacağını görebiliyorum.

Artık Türkiye’de de kişisel gelişimin, spritüel çalışmaların farklı platformlarda ses getirmesinin zamanı geldiğini düşünüyorum, belki şirketlerle daha fazla işbirliği, sponsorluk desteği ile birçok proje hayat bulabilir. Medyada ise daha etkin yer alınabilir, her alanda TV programları yer alırken, seyahatten, yemeğe, pilatesden, evlendirme programlarına, spor değerlendirmelerine kadar neden kişisel gelişime katkıda bulunacak program neredeyse yok. 

ABD önemli spritüel liderlerinden Muziceler Kursu’na dayanan çalışmaları ile tanınan Marianne Williamson bu yıl seçimlere aday olarak katıldı, benim bildiğim kadarı ile bu ABD’de de bir ilk. Belki Türkiye’de de kişisel gelişim alanında alt yapısı olan siyasi bir lider çıkarabiliriz, neden olmasın, hatta belki en çok da burada ihtiyaç var.

Evet ben bu çok değerli kadınlarımızı dinlerken bunları düşündüm ve sadece düşüncelerimde kalmaması içinde bu newsletter yazımı bu konuya ayırmaya karar verdim. Spritüel Rönesans döneminin daha çok başındayız, daha çokkk güzel gelişmeler olacak biliyorum, inanıyorum. 

Bu vesile ile bu hafta sonu gerçekleşecek şahane bir festivalden bahsetmek istiyorum.  

14-16 MART tarihleri arasında Lütfi Kırdar Exhibition Center'da Zihin Ruh Beden Festivali gerçekleştiriliyor. 50’ye yakın eğitmenin çeşitli workshop ve konuşmaları olacak, standlar, keyifli gösteriler, mutlaka uğrayın bir gezin derim. 

Benim de 16 Mart pazar günü, saat 15:00- 16:30 saatlerinde "Kahramanın Yolculuğuna Çıkmak" adlı workshop'um var, eğer içinizdeki kahramanla tanışmak isterseniz ki o hepimizin içinde sizi görmekten çok mutlu olurum. 

http://www.zihinruhbeden.org/#!zekiye-olgaay/c1h92

Sevgiyle kalın,

Zekiye Olgaçay